Gazze’de binlerce masumu öldüren İsrail’e, Batı’dan gelen yardımların ardı arkası kesilmiyor.
Savaşın başladığı 7 Ekim tarihinden bu yana İsrail’e silah yardımı yapan ABD ve Almanya, silah yardımlarını sürdürüyor.
Alman hükümetine göre 2023 yılında İsrail’e askeri teçhizat ihracatı için 308 ayrı lisans onaylandı ve bunların toplam değeri yaklaşık 327 milyon euro oldu.
Onaylanan lisansların toplam değeri, 2022 yılına göre on kat artış göstererek 32,3 milyon euro oldu.
ABD’nin ardından İsrail’e silah sağlayan ikinci ülke konumunda bulunan Almanya’nın İsrail’in Gazze’de soykırım işlemek suçlamasıyla uluslararası mahkemelerde yargılanıyor olmasına rağmen silah satışları hala devam ediyor.
Nikaragua’nın Almanya aleyhine UAD’de İsrail’in soykırımına destek olduğu suçlamasıyla dava açmasının ardından mahkeme Almanya aleyhine ihtiyati tedbirlere hükmetmedi fakat dava devam ediyor.
Nikaragua, Uluslararası Adalet Divanı’nda açtığı davada Almanya’yı, İsrail’e verdiği askeri, siyasi ve mali destekle Gazze’de soykırım işlenmesini kolaylaştırmakla ve Soykırım Sözleşmesi’ne aykırı hareket etmekle suçladı.
Davada açıklanan kararda, Uluslararası Adalet Divanı’nın UAD’nin “soykırımın ve diğer savaş suçlarının işlendiği bir bölgeye silah sevkiyatı yapan devletleri, işlenen suçlardan sorumlu tutulabilme ihtimali olduğu” vurgulandı.
Nikaragua, UAD’de 8 Nisan’da yapılan duruşmalarda, Almanya’nın uluslararası hukuku dört şekilde ihlal ettiğini öne sürdü. Nikaragua, ilk olarak Almanya’nın, İsrail’e verdiği askeri, siyasi ve mali destekle Gazze’de soykırım işlenmesini kolaylaştırdığını ve Soykırım Sözleşmesi’ne aykırı hareket ettiğini belirtti.
Almanya’nın İsrail’e en çok silah tedarik eden ikinci ülke olduğunu aktaran Nikaragua’nın avukatları, Almanya’nın aynı zamanda İsrail’e verdiği bu mühimmatların Gazze’deki soykırımda kullanıldığını bilmemesinin mümkün olmadığını vurguladı.
Almanya’nın, uluslararası insancıl hukukun temel sözleşmelerini ve teamüllerini ihlal ettiğini anlatan Nikaragua’nın avukatları, Almanya’nın bir yandan Filistinlilere yönelik yardımları keserken diğer taraftan da İsrail’e tank mermisi, Heron insansız hava aracı, çelik yelek, tıbbi malzeme ve savaş gemisi mühimmatı gönderdiğine dikkati çekti.
Nikaragua, Gazze başta olmak üzere Filistin’in tüm topraklarında devam eden İsrail’in işgal ve ilhak uygulamalarına Almanya’nın katkı sağlamaya devam etmesine dikkat çekti.
Son olarak Nikaragua, Almanya’nın, İsrail’in Filistinlilere yönelik uyguladığı apartheid ve ayrımcı rejimi engellemeyerek ve hatta destek olarak uluslararası hukukun emredici normlarına aykırı hareket ettiğini savundu.
Almanya, İsrail’e silah sağladığını kabul etti, bunun uluslararası hukuka uygun olduğunu savundu.
Mahkemede Almanya’nın avukatları, 9 Nisan’daki duruşmalarda, Berlin yönetiminin “İsrail’in Gazze’deki soykırımını desteklediği” yönündeki iddialarını reddederken, silah ihracatının uluslararası hukuk kurallarına uygun yapıldığını öne sürdü.
Avukatlar, İsrail’e gönderilen silahların, ciddi bir ihracat lisansı incelemesine tabi tutulduğunu ve ülkeye silah göndererek hukuka aykırı hareket edilmediğini savundu.
Bazı ülkeler Gazze’de “uluslararası insancıl hukuku ihlal edecek sivil kayıplara ve yaşam alanlarının tahrip edilmesine neden olacak şekilde kullanılabileceği” gerekçesiyle İsrail’e silah sevkiyatını durdurmasına rağmen Almanya, bunu reddediyor.
Almanya’nın Kiel kentinde Thysen Krupp tarafından üretilen savaş gemisinin Gazze’yi bombaladığına ilişkin görüntüler, İsrail ordusu tarafından yayınlandı.
Matador RGW 90 tipi roketatarların da Gazze’de kullanıldığına ilişkin görüntüler, İsrail askerleri tarafından sosyal medyada yayınlanıyor. İsrail’in kullandığı Merkava tankları Alman yapımı dizel motorlarla çalışıyor.
Tüm bunlar gösteriyor ki İsrail, Almanya’dan aldığı silahları, soykırım işlemekle suçlandığı Gazze’de kullanıyor.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsüne (SIPRI) göre, 2023’te Almanya, yüzde 47 payla ABD’nin (yüzde 53) ardından İsrail’in en büyük ikinci “büyük konvansiyonel silah” tedarikçisi oldu. 2003’ten beri Almanya, İsrail’in başlıca konvansiyonel silah ithalatında sürekli olarak ikinci, bazen de birinci sırada yer aldı.
Alman hükümetine göre 2023 yılında İsrail’e askeri teçhizat ihracatı için 308 ayrı lisans onaylandı ve bunların toplam değeri yaklaşık 327 milyon euro oldu.
Alman basınına göre, sadece 7 Ekim ile 2 Kasım arasındaki 26 günde 185 münferit ihracat izni onaylandı.
Kasım 2023’te Alman hükümeti “dışişleri bakanlığı, ekonomi bakanlığı ve ihracat kontrol ofisinden oluşan ve İsrail’in silah taleplerini hızlandırmakla görevli bir çalışma grubu oluşturdu.
2023’te İsrail için izin verilen münferit ihracat lisansları arasında 65 lisanla tekerlekli ve paletli askeri araçlar, 57 lisans ile askeri teknoloji ve 29 lisans ile askeri elektronik yer aldı.
İsrail’e söz konusu ihracat izinleri arasına, taşınabilir tanksavar silahı, hava savunma sistemleri, iletişim ekipmanları, torpido, roket, füze, patlayıcı, mühimmat, büyük kalibreli silahlar ve küçük ateşli silahlar da dahil edildi.
Almanya, geçen yıl İsrail’e 2 Sa’ar 6 sınıfı korvet, zırhlı personal taşıyıcı Eitan ZPT ve IFV için 10 adet MTU 750hp dizel motor; Merkava-4 tankları ve Namer ZPT (Zırhlı Personel Taşıyıcılar) için 50 adet MT883Ka dizel motor, Dolphin denizaltıları için 10 adet DM2A4 Seehecht (SeaHake mod 4) su altı füzesi ve 10 binden fazla 120 mm tank mühimmatı teslim etti.
Almanya’da silah ihracatından sorumlu bakan olan Ekonomi Bakanı Robert Habeck İsrail’in uluslararası hukuka uyması gerektiğini vurgulayarak, “Açlık, Filistin halkının çektiği acılar ve Gazze Şeridi’ndeki saldırılar, uluslararası hukukla bağdaşmıyor. Yani gerçekten de öyle, İsrail orada sınırları aştı. Bunu yapmamalı.” ifadesini kullandı.
Ancak Habeck’in bu ifadelerine rağmen 2024’ün ilk 5 ayında, Almanya’nın İsrail’e silah ihracatı devam etti.
Alman hükümeti, prensip olarak firmaları korumak adına tarafların isimlerini açıklamıyor.
Alman hükümet üyeleri İsrail’e desteği sürekli vurgularken Almanya’nın verdiği silahlarla İsrail’in Gazze’de Filistinlilerin ölümüne yol açtığı eleştirilerine ise kulak tıkıyor.
Başbakan Olaf Scholz, İsrail’i insani ilkelere sahip demokratik bir devlet olarak tanımlayarak, “İşte bu nedenle İsrail ordusunun yaptığı her işte uluslararası hukuktan kaynaklanan kurallara uyacağından emin olabilirsiniz. Bu konuda hiç şüphem yok.” ifadesini kullandı.
Scholz, geçtiğimiz günlerde Federal Mecliste yaptığı konuşmasında İsrail ile dayanışmaları hakkında, “Dayanışmamız kelimelerle sınırlı değil. Başbakan Netanyahu’dan yakın temas halinde kalmasını ve her türlü destek ihtiyacını bize bildirmesini istedim. İsrail’den gelen diğer destek taleplerini de derhal inceleyecek ve yerine getireceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock da İsrail ziyareti sırasında, “İsrail’i ihtiyacı olan her şeyle destekleyeceğiz ve her şey, her şey demektir.” ifadesini kullandı.
Baerbock Alman televizyon kanalında da İsrail’in somut taleplerle Almanya’ya başvurmasını isteyerek, “İsrail, askeri destek de dahil olmak üzere Almanya’dan ihtiyaç duyduğu her türlü yardımı alacaktır.” dedi.
Almanya Savunma Bakanı Boris Pistoruis, bir gazeteye verdiği röportajda, “İsrailli mevkidaşınız Yoav Gallant’a 7 Ekim’den sonra Tel Aviv’e yaptığınız bir ziyaret sırasında mümkün olan her türlü destek sağlayacağınıza ilişkin güvence verdiniz: Bu söz hala geçerli mi?” şeklindeki soruya “Evet, hala geçerli.” ifadesini kullanarak İsrail’e desteği vurguladı.